Çocukluğumdan buyana ticaretin özü olan satışla hep iç içe oldum. Baş motivasyon kaynağım olan annem sürekli bir şeyler satmam konusunda beni teşvik ederdi. Kullandığı motivasyon yöntemleri havuç ve sopaydı. Havuç kullanmanın yani teşvik etmenin işe yaramadığı zamanlarda ‘motivasyon aracı’ olarak oklavayı etkili kullanırdı(!)
Kavurucu yaz tatilleri yaşıtlarım için köye gitme, gezip tozma, eğlenme ve dinlenme vakti ama benim için bir şeyler satma yani ‘satış yapma’ zamanıydı.
Dünyanın birçok ülkesinde farklı kültürlerden insanlara satış yaptım; bir kuruşluk satış da yaptım milyon dolarlık satışlar da. Bu satışları gerçekleştirirken satışın tesadüfen gerçekleşen bir şey olmadığını, aksine, satışın uyulması gereken bir prensipler ve stratejiler bütünü olduğunu fark ettim.
Sıkı, iyi satıcıları usta olmayanlardan ayıran bazı farklar olmalıydı elbette. Bu farkları öğrenmeyi ve kendime adapte etmeyi satış kariyerimin geleceği için önemli bir misyon olarak belirledim.
Satışta doğru bir çizgiye gelmek kolay olmadı; doğru bir çizgiye gelene kadar birçok satış kaybettim.
Gerçek karar alıcı olmayanların arkasından koşturdum; satın alma potansiyeli olmayan müşterilerle zaman kaybettim; karsız satışlar yaptım; yanlış ve gereksiz sorularla müşterilerin kafasını karıştırdım tam satın alacakken vazgeçmelerine neden oldum ve çok büyük satışların kıyısından döndüm
Ama pes etmeyi bir an olsun aklımdan geçirmedim.
Bir şeyleri yanlış veya eksik yaptığımdan ve bunu düzeltmenin bir yolunun olduğundan emindim çünkü. Zamanla tecrübem arttıkçı, kitaplar okuyup, seminerlere katıldıkça ve ‘satış’la ilgili videolar izledikçe çizgim ve satış grafiğim düzelmeye başladı.
Doğru çizgiyi bulduktan sonra da önceden etkileyemediğim, ıskaladığım, kendileriyle sağlıklı bir bağlantı kuramadığım birçok potansiyel müşterimin karşısına tekrar çıkıp kendimi test etmek istedim ve bazılarına ‘satış’ yaptım. Satışla ilgili olarak öğrenmiş olduğum bu şeylerin gerçek hayatta işe yaradığını görmek harika bir duyguydu ve öz güven arttırıcı bir tecrübeydi.
Böylece farkında olmadan kendi kendime, ‘satış’ın öğrenilebilir bir bilim olduğunu ispat etmiş oldum. İnsan satıcı olarak doğmaz ama belirli strateji ve becerileri öğrenip uygulayarak zamanla ‘usta bir satıcı’ olması mümkün.
Satış konusunda bilgi ve tecrübe eksikliğimin olduğunu fark etmek; beni ‘satış’ konusunda daha çok araştırma yapmaya, seminerlere katılmaya, bu konuda yazılmış kitaplar okumaya ve daha da önemlisi çok fazla sayıda müşteri adayı ile görüşerek tecrübe edinmeye sevk etti. Hatta bu konuda yetinmedim ve Amerika’ya gittim ve dünyanın önde gelen satış gurusu Jeffrey Gitomer’dan ‘satış’la ilgili bir dizi eğitim aldım.
İstanbul’da yaşıyorum, evliyim 3 kızım var.
Satışla konusunda ticari tecrübelerden ve aldığım eğitimlerden edinmiş olduğum, gerçek hayatta denenmiş yol ve yöntemleri; kendilerine bu konuda koçluk da yaptığım, satış becerilerini geliştirmek isteyen ‘bireysel satıcılara’ ve satış ekiplerini güçlendirmek isteyen şirketlerle bilgi ve deneyimlerimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Baran Şimşek